Nahcıvan Seferi'ni gösteren bir minyatür |
Osmanlı'da sefer kararı Divan-ı Hümayun'da alınır ve seferin gerekli olup olmadığı tartışılırdı. Sefer kararının verilmesinin ardından seferin tüm ayrıntıları düşünülür ve hudut boylarında yer alan beylerbeyinden raporlar alınırdı.
Osmanlı ordusunun savaş alanına ulaşıncaya kadar yaptığı harekata "yürüyüş" denirdi. Ordunun yürüyüş sırasındaki disiplini çok önemlidir. Bundan ötürüdür ki ordunun geçtiği yerlerde yağma, tecavüz ve taarruzlarda bulunmaması ayrıca geçilen yerlerin temizliğine çok önem verilmiştir. Osmanlı bu özelliği ile batılı devletlerin ilgisini çekmiştir.
Boğdan Seferi |
Ordunun güzergahı
Ordu sefere giderken daha önceden belirlenmiş olan güzergahlar üzerinden yol alırdı. Bu güzergahlar büyük ve geniş yollardan oluşurdu. Bu yollar kadılar tarafından sefer öncesinde düzeltilir, genişletilirdi. Gerektiğinde ise köprüler kurulur veya tamir edilirdi. Bu görevi yerine getirmezlerse, öldürülmek ile cezalandırılabilirlerdi.
Ordunun ihtiyaçları ise güzergahlar üzerinde yer alan menzillerden karşılanırdı. Menzillerde ordunun ve orduya ait hayvanlar için çeşitli yiyecek ve içecekler depolanırdı. Bu menziller arasında 15-20 kilometre bulunurdu. Menzillerde yeteri kadar besin bulunmaması durumunda askerlerin çevre köylerde yaşayan köylülere zarar verecek biçimde hayvanlarını çalması veya tarlalarını talan etmesi durumunda ise zarar gören köylü durumu idarecilere bildirerek zararını karşılayacak değerde para alırdı. Bu sayede halkın devlete karşı nefret ve kin duyması önlenmiş olurdu. Ayrıca bölge halkına zarar verilmemesi için çok katı kurallar uygulanır ve disiplin sağlanmış olurdu.
Bu yöntem Osmanlı sınırları içinde gerçekleşirdi ancak başka devletlerin topraklarında bu yöntem kullanılamazdı. Başka devletlerin topraklarında ordunun ihtiyaçları "ordu hazinesi" olarak adlandırılan hazineden alışveriş yaparak karşılanırdı. Seferin amacı gerçekleştiğinde ise aynı şekilde geri dönülürdü.
Yorumlar
Yorum Gönder